Ölen bir cenazenin arkasından biz öyle bir hale geldik ki; Acımızı yaşayamıyoruz. Gelene gidene hizmet edip, ölenin nasıl öldüğünü(!) anlatmaktan.. Hatta iki ara bir derede iki gıybetin belini kıran ve uzun zamandır birbirini görmeyip cenaze günü inceden ince sohbet kaynatan akrabadan.. Yanyana izdihamla oturup cenaze kalkmadan ikram bekleyen komşulardan.. Dert ettiğinden değil de, sırf merakını tatmin için cenaze sahibini konuşturanlar.. Ahhh o pideler, illa kıymalı olmalı helva öyle kavrulmaz! İçine çam fıstığı da atılmalı..Ölenin kıyameti kopmuş arkada dulu yetimi kalmış kimin umurunda?.. İlk perşembesi, yedisi, kırkı, elli ikisi. 40'ı okutulurken bi sarma sarılmazsa konu komşu ne der?.. Tavuk yerine kırmızı et koyulursa bir de aman aman.. O tabaklar nasıl gururla taşınır!.. Sübhanallah, hanımlar ve beyler! Ne kadar çirkinleştik farkında mısınız. Bir de son moda olarak kokulu taş tespih mıknatıslı magnet dağıtma çılgınlığı başlad ki, dağıtmayanı dövüyorlar desem abartmış olmam. Yahu insan ölmüş insan..!! Belki kabirde kemikleri birbirine geçti azaptan, sen onun adına kokulu taş dağıtarak sevap mı umuyorsun ey kardeşim.. Kim soktu bu çirkin işleri bizim fıtratımıza. Biz ahireti bilen, kabrin ve sorgu sualin dayanılmaz zorluğunu bilen bir ümmet olarak, nasıl ölüm gibi ciddi bir işi şaklabanlık malzemesi haline getiririz?.. Hele mevlid kreasyonu şıklık yarışına hiç girmiyorum. Nerde ne altını varsa takmış evin içinde topuklu terlikle geziyor bir de elinde gülsuyu.. Yahu adam ölmüş adam! Diriden utanmazsın da Allah'tan da mı korkmazsın; Sen de öleceksin! Cenazelerinizi festivale döndürdünüz farkında değilsiniz. Eğer ölümü bir dakikacık tefekkür edebilseydi, bu toplum bir kaşık pilav yiyemeyecek hale gelirdi. Bakın ne samimiyetimiz kaldı, ne ciddiyetimiz ne edebimiz, ne de Allah ve ölüm korkumuz!.. Kaldi ki, nerde cenaze sahibine saygı duymak ve insanları rahat bırakmak? Evden ölüden önce pide lahmacun yemek kokuları çıkıyor.. Cenaze sahipleri uyuşmuş bir vaziyette gelenlere tabak taşıyıp hizmet ediyor.. Ben bunu kabul edemiyorum dostlar! Bu işleri siz başlattınız, bitirecek olan da yine sizlersiniz. Kim ne derse desin, reddedin bu bidatleri. Allah ne der kaygısıyla yaşayın, bırakın kul ne derse desin. Ölümü ölüm gibi yaşayın. Resûlullah /Sav. evlatlarının arkasından, Fatıma'tüz- Zehra anne babasının arkasından ne yaptıysa siz de onu yapın.
Mehmet Yalçınkaya İstanbul
|